Öfke anında gelişen bazı fizyolojik tepkiler; nabız hızında artış, kan basıncının yükselmesi, ateş basması, ellerde titreme, stres hormonun artmasına bağlı olarak gelişen metabolik değişimlerdir.
Öfke bizim birden bire hissettiğimiz bir duygu değildir. Bir nedene bağlı olarak ortaya çıkar. Altında yatan nedeni anlamak öfke kontrolünü sağlamanın birinci adımıdır. Yetersizlik duygusu, engellenmişlik, haksızlığa uğrama, stres, hayal kırıklığı, dışlanma, çaresizlik ya da bazı psikolojik rahatsızlıklar öfkeye neden olabilir.
Öfkeyi kontrol edebilmenin temel amacı; öfke duygusunun saldırgan davranışlara dönüşmeden, kendimize ve çevremize zarar vermeden, sağlıklı olarak ifade etme becerisinin kazanılmasıdır. Öfkenin sinyal niteliği taşıdığını bilmek ve öfkelenmemize neden olan şeylerin neler olduğunu fark etmek; sorun çözme becerilerinde daha yapıcı ve sağlıklı çözümler bulmamızı sağlamaktır. Başımıza gelen şeyleri değiştiremeyeceğimiz gerçeğine karşın davranışlarımız üzerinde kontrolümüzün olduğunu bilme becerisini fark etmektir.
Öfkeyi daha iyi yönetebilmek için; öncelikle duygumuzu fark etmek, kaynağını ve tetikleyicileri belirlemek gerekir. Öfkeliyken bulunduğumuz ortamdan uzaklaşmak ya da sakinleştirici etkinliklerde bulunmak, sonrasında ise; bizi öfkelendiren şey hakkında üretken ve sorun çözücü şekilde düşünebilmek ve eğer muhatabı varsa karşımızdakine de bu duygumuzu ifade etmek gereklidir. Karşımızdakine bu duyguyu ifade ederken, öncelikle karşımızdakini doğru anladığımızdan emin olmak için geribildirim vermek gerekir. Sağlıklı iletişim becerileriyle, ben dili kullanarak karşımızdakiyle konuşmak ve ne istediğimizi açık bir dille ifade etmek önemlidir.
